22 Nisan 2011 Cuma

Arda'nın Fenerli Arkadaşları


Efem, naçizane bir Arda analizi yapalım, dedim. Baştan bilgi notunu düşelim de karşıklık olmasın: Liste nicelik olarak hazırlanmıştır. Listenin sonunda kızmaca darılmaca olmasın.


1.Rıdvan Dilmen: Futbolculuğunun büyük çoğunluğunu sakat olarak geçirmiştir. Öyleki, kaç maç oynayıp kaç kez ameliyat olduğuna dair yapılmakta olan çalışma sonucunda, maç başına ameliyat oranının, maç başına gol oranını geçmesi beklenmektedir. Yıllardır büyük futbolcuydu, büyük yetenekti diye dayatılmış ancak 27 yaşına geldiğinde ayak içiyle nasıl topa vurulacağını Tanju Çolak'dan öğrenmiştir. Bunun sebebinin ise bilindiği üzere futbol oynamaya çalıştıkça sakatlanması, dolayısıyla kendisini geliştirmeye fırsat bulamaması olduğu düşünülmektedir. Avrupa arenasında bir takımın başında sadece iki maça çıkmış ve MTK diye hangi ülkeye ait olduğu bilinmeyen bir takıma karşı  elenmiş olsa da, kendisine göre Türk Milli Takım'ını yönetecek seviyede hocadır,ancak ekranlarda maç yorumlamaktadır. Başında bulunduğu kulüp takımlarında antrenörlük konusunda çuvallamış olup, Fenerbahçeli Medya İletişim Bölümünden mezun olmuş, şu sıralar #Nontvspor'un kadrolu futbol yorumcusu olarak, Edirne'deki Gümrük Sınır Kapısı'nda son bulan Avrupa futbolu bilgisiyle Galatasaray’ın yabancı oyuncularına bok atmakta,  bilemediği futbolcuları ise Güntekin'e sorarak görevini layıkıyla yerine getirmektedir. 

2.Emre Belözoğlu: Avrupa'da top oynamaya çalışmış ama oynadığı her takımda sürekli sakatlık problemleri yaşamıştır. Sakatlıklarının sebebini ise, Galatasaray Kulübünün antrenman sahalarında arayıp bulmuş ve bunu suni çim olarak tanımlamıştır. Bu söylemi nedeniyle, İngiltere’de ve İtalya’da futbol oynarken kendisinin gizli gizli Florya’da antrenman yaptığı düşünülmektedir, fakat bu işi o kadar gizli yaptığından henüz kanıtlanamamıştır. Ayrıca her önemli maç öncesi ''cırcır'' olmasının sebebi de Florya'daki antrenman sahalarıdır muhtemelen. Yıllar geçtikçe futbolu, hakemlere daha fazla itiraz edilerek oynanan bir spor branşı olduğunu zanneden Çubuklu Tosun, futbolunu bir türlü ileriye taşıyamamış buna karşın mental olarak hep geriye gitmiştir. Tüm bunların yanında Türkiye’deki hakemler Çubuklu Tosun'un renk körü olduğunu düşündüklerinden, kendisine  sarı ya da kırmızı kart göstermeyi uygun bulmamakta.  


3.İbrahim Kutluay: Kendisi Türkiye'nin gelmiş geçmiş en overrated basketbolcusu olmakla birlikte en büyük özelliği bakmadan 3 sayı atabilmesidir. Bunun dışında 3 numara mevkiinde oynayan bir forvette olmazsa olmaz özelliklerden içeri hızlı ya da güçlü penetre etme yeteneği kendisinde hiçbir zaman var olmamıştır. Zekası oyun kurmaya yetmediği gibi; Orhun Ene, Ufuk Sarıca, Harun Erdenay ve Hauk yıldırım(ki hala oynamaktadır) gibi yıldızların bulunduğu milli takımda Avrupa Şampiyonasında en öenmli anlarda sürekli top kaybederek, zamanında birçok maçta elenmemizi sebebiyet vermiştir. Hep çok büyük oyuncuymuş gibi lanse edilmesine rağmen, yıllar sonra Orhun Ene milli takım hocası olmuş kendisi ise oynadığı şampuan reklamlarıyla hatırlanmaktadır. İbrahim de diğer Fenerbahçeliler gibi sakatlıklardan çok çekmiş başka bir Fenerbahçelidir. Allahtan Mehmet Okur ve Hidayet gibi oyuncuların yetişmiş, böylece Türk basketbol seyircisi ‘’Allstar’’ ne demek, sadece üçlük atmak ne demek öğrenmiştir. 


4.Tuncay Şanlı: Kıçına çuvaldız batırılmış at gibi doksan dakika ordan oraya koşma yeteneğine sahip Fenerbahçemizin çıkardığı güya başka bir büyük yetenek. Avrupa'da alt sıra takımlarının vazgeçilmez yedek oyuncusu. Şu sıralar Almanya’da küme düşmeye oynayan Wolsfburg kulübünde 18’e giremiyor oluşu tabi ki onun yeteneklerini azaltmayacaktır. Sergen Yalçın şu an ne ise Tuncay Şanlı’nın koşma yeteneği de futbol sahasında 15 çita gücündedir. Eh bu da bi yetenek… Arda'nın arkadaşları içinde sakatlık problemi yaşamayan tek kişiliktir ayrıca, o da sürekli koşup sağlıklı olmasından diye düşünülmektedir. Yalnız maç içinde koşarken beynini, bir atın yola dışkı saçması gibi oraya buraya bırakmaktadır. Bu yüzden listemizin 4 numarası. 

5.Aziz Yıldırım: Silah kaçakçısı, müteahit, mafya babalarının hakem odası basan versiyonu… R harfini V diye telafuz etmesinden dolayı başkanı olduğu takımın ismini söyleyememesi sebebiyle bu listeye dahil oldu. Azize'nin sondan ikinci sıradan giriş yapması; R harfini barındıran kelimelerin sayısının Tuncay’ın maç içinde deli danalar gibi koşarak attığı depar sayısından, İ.Kutluay'ın attığı üçlük sayısından ve Şeytan Rıdvan’ın ameliyat sayısından daha az olmasıdır. Dediğim gibi liste hazırlanırken nicel ölçüler kullanılmıştır. Bilimseldir… 

6.Acun Ilıcalı: Bu listede adı geçen kişiler içinde en aklı başında Fenerbahçelidir kendisi. Nicelik olarak her ne kadar seyirci sayısı fazla olsa da, bu arkadaşın sorunu, yaptığı programların aklı başında insanlara hitap etmemesi. 

7.Sinem Kobal: Listemizin nitelik olarak en önemli ismi. Oyunculuğunun herhangi bir Oscar ödülüne layık olamayacağını anlamak için Türkiye'de hangi dizide oynadığını öğrenip o diziyi bir kez izlemek yeterli. Diziyi de izlemedim aslında, dolayısıyla hissiyatımla yazdığım ve bilimsel veriler olmadan listeye dahil ettiğim, -kişisel kanaatim- sinema kapatmaya değmeyecek (yamuluyor olabilirim) Fenerbahçeli hatun kişi. 

Görüldüğü üzere Arda'nın Fenerbahçeli arkadaşları; futbolculukları, yorumları, R harfinin söyleniş şekli gibi sebeplerle bir tarafından hep sakat, maalesef... 

Son kelamımı Arda’nın öğrenebildiği tek sistem olan 4-4-2’yi sevenler pek beğenmeyecek. Çok bilindik bir söz vardır, bildiniz mi? 

''Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.''

Yok bu sözü de beğenmedim diyorsanız, yarından tezi yok Taksim'de 4-4-2 düzeninde yürümeye başlayın çünkü Arda-Sergen-Rıdvan triosu ile on sene sonra televizyondan ancak beğeniriz.

10 Nisan 2011 Pazar

Unutulan Sağ Bek: Çetin Güngör


Galatasaray'ı yönetmeye çalışıp eline yüzüne bulaştıranların bir diğer sıvama işlemiydi onun Şanlıurfa'ya kiralanması.

Şanlıurfa Spor Toto 1. lig Kırmızı grup kategorisinde 29 haftanın geride kaldığı şu günlerde, 10 galibiyet 11 beraberlik ve 8 yenilgi ile 41 puanla 7. sırada. Grup lideri Elazığ’ın tam tamına 20 puan gerisinde. Geriye sadece 5 hafta kaldığı düşünülünce play-offlara kalması bile mümkün olmayan bir takımdan bahsediyoruz.

Ş.Urfa’nın ligde oynadığı ilk 20 maçta 15 kez ilk onbirde başlama şansı bulan Çetin, son 10 maçta ise sadece 3 kez forma yüzü görmüş durumda. Son haftalarda yerine Gaziantep’in altyapısından yetişmiş kendisinden bir yaş küçük 91 doğumlu Mehmet Yigit oynuyor. Şanlıurfa taraftarları ise, forumlarda neden Çetin Güngör’ün oynamadığını sorguluyor.


2009/2010 Avrupa Ligi’nde deplasmandaki Strum Graz maçında, -6 derecede, A takımda ilk kez görücüye çıkan, Galatasaray taraftarının özellikle pankart açtığı bir isim olan Çetin Güngör’ün geldiği bu nokta attan inip eşeğe binmek dahi değil.



Sabri’nin sakat, altyapıdan yetişmiş başka bir oyuncumuz Uğur Uçar’ın Ankaragücü’ne satıldığı bir sezonda, bundan 3.5 sene evvel gelecek vadeden genç yetenek diye 1 milyon avro ödenerek, Bursa’dan alınan Serkan Kurtuluş’un hala patlama yapmasını bekliyoruz. Halbuki Rijkaard, Serkan Kurtuluş’a geçtiğimiz sezon tüm kupa maçlarında şans vermişti. Şu anki fiziksel yetersizliği ve defansif açıdan eleştirdiğimiz ne varsa Serkan o zaman da aynı durumdaydı.

Bir tarafta Rijkaard dönemi, kupa maçlarında kondüsyonu yetmeyen Serkan Kurtuluş, diğer tarafta Evert Jan Derks’in tavsiyesi ile A takıma çıkmış, ilk resmi maçını da (22 dakika bile olsa) Avrupa Liginde oynamış Çetin Güngör.

1.78 boyuyla hem sağ hem sol bek oynayabilen Çetin Güngör’ün kariyer planında tuzu bulunan Adnan Sezgin’i sevgiyle! anıyorum.

Unutmadan belirteyim, sözleşmesi Mayıs ayı sonunda bitiyor . Yönetimde yaşanan karmaşa ile tüm gözlerin küme düşmeme üzerine yoğunlaştığı bu dönemde, korkarım bu çocuğu unutup gideceğiz. Umarım Cüneyt Tanman’ın başında bulunduğu scout ekibi hatırlar, yoksa Galatasaray’ı yönetenlerin yaptıkları yanlış planlamalar üzerine yazılacak bir tez konusu hazırlanırsa özellikle anlatılması gereken bölümlerden birinin adı Çeto olacak.



Merak edenlere 29. hafta itibariyle Çetin Güngör’ün istatistikleri şöyle:

-Galatasarayda giydiği gibi 90 numaralı formasıyla, 18 maç ilk onbirde başladı.
-11 kez yedek soyundu ve iki kez sonradan oyuna girdi. Oyuna girdiği dakikalar 84 ve 80.
-İlk onbir başladığı hiçbir maçta oyundan alınmadı.
-İki kez sarı kart gördü. Birini Cafercan’ın da oynadığı Şekerspor maçı.
-Pendik maçında 2 gol attığı söyleniyor. Biri 90+3’te kendi kalesine. Ancak resmi olarak iki gol hakkında da bilgi yok.
-Forma giydiği 6 maçta Ş.Urfa gol yemedi. (1/3)
-Ş.Urfa Çetin’in ilk onbir başladığı 5 maçı kaybetti, 6 maçı da kazandı.
-Çetin’in forma giydiği 12 maçta yenilgi yüzü görmedi Ş.Urfa. (2/3)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...