2001 yılı sonrasında Hagi’nin yerine bir veliaht bulmaya uğraşırken, diğer taraftan Ergün/Suat/ performansı verecek bir ön libero arayışımız sürüp durdu arka planda. Kimler oynamadı ki bu mevkide!
Bülent Akın, Andres Fleurquin, Batista, Ovidiu Petre, sonradan kıtlıktan sağ beke devşirilen Cihan Haspolatlı, Saidou, Flavio Conceiçao, altyapıdan Mehmet Güven, Volkan Arslan, İnamoto, Barış Özbek, sakatlıktan oynayamayan Linderoth, Mehmet Topal ve hatta Rijkaard döneminde topu ileri taşıması için Elano… Geçen sezon ise genellikle Ayhan ve kısmen Cana/Neill kombinasyonu ile son iki sezondur Galatasaray tarihinin ''nefret anıtı'' Mustafa Sarp.
Suat’ın performansının düştüğü, Ergün’ün eski Ergün olamadığı dönem sonrasının üstünden 10 sene geçti. Merkezin biraz gerisinde oynayan orta sahalar içinde yukarıda ismi geçenlerin içinde, nitelik olarak en iyi performansları sergileyen Saidou, Topal, Neill, Cana dışında elle tutulur bir Suat/Ergün/Tugay performansı göremedik. Yukarıdaki futbolcuları alt alta toplayınca ulaştığımız rakam 18! Bu seneki Selçuk, Ceyhun transferlerine, Yekta ve Culio’yu da eklersek rakam 22’ye ulaşıyor.
Onca futbolcunun ismine rağmen yıllardır doğru düzgün bir orta sahası olmayan Galatasaray’ın ite kaka birkaç kez şampiyonluk yarışı içine girmesi ve genellikle bu yarışı uzaktan seyreylemesinin sebebi Galatasaray’ın bir Hagi’si olmayışı değil, bizatihi orta sahasının olmayışıdır. Sadece orta sahası için, bu kadar futbolcunun sirküle olduğu bir takımda, başarının gelmesi ya da devamlı olması zaten mümkün değildi.
Futbolun yakın tarihine baktığımızda ve özellikle günümüz futbolunda, orta saha oyuncuları aslında takımın her şeyi. Tıpkı satrançta olduğu üzere, futbolda da tahtanın ortasını ele geçirmek, göstergedeki ibrenin size doğru dönmesi adına en önemli adım.
Yine yukarıdaki bütün isimleri topladığımızda ortaya kesinlikle Suat,Okan ya da Emre’nin çevikliğine ve defansif anlamdaki beceresine ulaşamıyoruz. Belki biraz Cana ile Saidou…
Cana’nın gidişiyle mevcut kadro içinde Culio dışında orta sahada mücadele gücü, dayanıklılığı yüksek bir oyuncumuz kalmadı. Cana’yı ne kadar beğensem de çeviklik anlamında Okan-Emre-Suat etmediği aşikardı. Ancak defansif anlamdaki yeteneğine, saha içi liderliğine söz edenleri ve onu kasap diye niteleyenleri lacivert çarpsın.
Dayanıklılık, mücadele gücü açısından sadece Culio dedim. Evet böyle. Çünkü Selçuk İnan, asla bir Emre-Suat-Okan etmeyecektir. Ancak şunu da belirtelim, Okan-Suat-Emre de bir Selçuk İnan etmiyor. Farklı rollerin topçuları bu isimler.
Selçuk İnan tam bir oyun kurucu. Okan ile Suat hiçbir zaman oyun kurucu olmadılar. Aslında Emre de milli takım haricinde hiçbir zaman oyun kurucu rolünü üstlenmedi. Galatasaray ile Fenerbahçe’de ve yurt dışında oynadığında (daha doğrusu oynayamadığında) her daim kendisinden daha akıllı oyunculara topu iletmekten öteye gitmedi onun futbolu. Emre defansif anlamda ise muazzam bir yetenek. Mücadeleci, sert, dayanıklı… Topa bomba muamelesi yapmaması, sol ayağına hükmedebilmesi ve tekniği kendisini Türkiye’de kalburüstü bir oyuncu yaptı. Selçuk’un defansif anlamda Emre B. kadar başarılı olmadığını düşünmüyorum ancak defans yapmayı öğrenmek her daim mümkün.
Fatih Terim, ilk dönemindeki gibi bir futbol oynatmayı planlıyorsa, muhtemelen hüsranla sonuçlanacak bu çaba. Selçuk ile Culio’yu ikinci yarılarda oyundan çıkarken görürüz sıklıkla. Orta sahada arzu edilen futbolu oynayacak üçüncü bir isim ise yok.
Yekta için henüz net bir fikrim bulunmamakla birlikte onun illaki faydası olacaktır. Ancak beni düşündüren devamlılığı, yeterliliği.
Taraftarın ve (eminim) Terim’in çizdiği bir çıta var. Yekta, Culio, Kazım gibi isimler geçen sezon mevcut kadro içinde Koyun-Çelebi ilişkisi yüzünden gözümüze harika görünen isimlerdi. Beni düşündüren nokta, bazı oyuncuların futbol seviyesi ile beklenti çıtanın arasındaki farktan kaynaklanıyor.
Ayhan, Ceyhun, Sarp, Okan Derici, Çolak. Bu isimlerden orta saha için alacağımız verim Selçuk-Culio mevcudiyetinin çeyreği dahi etmeyecektir. Gitmesini beklediklerimizin yanında, Cana da takımdan ayrılmışken, iyi bir transferin gerçekleşmemesi halinde, Galatasaray’ın olmayan orta sahasını tekrar yaşayacağız bu sezon, tıpkı son on sezondur yaşadığımız ismini zikrettiğim 18 futbolcuyla olduğu gibi ve Selçuk’a rağmen…
Yeni sezonda, yepyeni bir Galatasaray izletmeyi planlayan yöneticiler ufukta görünmeyen kara parçasının aslında suyun altında olduğunu umarım kısa zamanda fark ederler. Yoksa yine karaya oturmak işten bile değil orta sahadamızdaki bu sığ sularda.
Not: Fatih Terim’in Mental Barajı ile ilgili yazının devamını henüz bitiremedim. Bunu bekleyenlere özürlerimi ileteyim…
Not: Fotoğraf BasitOyna Blog'tan alıntıdır. Kendisine teşekkürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder