Sevgili Rıdvan DİLMEN böyle buyurmuş.
Şimdi düşünelim ”Şeytan” Rıdvan'ı Galatasaray’ın teknik direktörü yapalım.
Rijkaard'ı da, Radikal gazetesinde yazan Joost Lagendijk gibi medyamıza devşirme bir spor yazarı.
Bir hayal edelim lütfen.
Sizce Rijkaard, Rıdvan Dilmen’e B planı yok der miydi?
Sizce Rijkaard, Rıdvan Dilmen’e B planı yok der miydi?
Kesinlikle demezdi!
Neden mi?Cevap çok basit!
Çünkü Rıdvan Dilmen'in bir B,C,D planı olurdu.İşte bu, Rijkaard ile Rıdvan Dilmen ya da medyamızdaki diğer über! spor yazarlarının arasındaki farktır. Bunu söylemezdi Frank Rijkaard, çünkü Rıdvan Dilmen'in aksine, bir kulüp çalıştırmanın yolunu arardı.
Amacım Sn. Rıdvan Dilmen’i yermek değil bunu baştan söyleyeyeyim.Kendisi tarafgir olmayan nadide yorumculardan.En azından böyle görünüyor ya da olmaya çalışıyor.(Fenerbahçenin 3-1 kaybettiği Kasımpaşa maçı sonrasındaki ekrandaki vücut dili her ne kadar farklı düşünmeme sebep olsa da ben aksini düşünmek istiyorum,şimdilik)
Türkiye'deki yorumcuların yorum sağlıkları ve gelecekleri açısından bakmak istiyorum.Elano’yu Manchester City'de ve milli takımında izlemedim diyerek,Keita gibi bir futbolcunun varlığından Galatasaray'a transfer olduğunda haberdar olarak,Nonda'yı bir maçta 3 gol attı diye göklere çıkarmanın, ya da başka oyuncuların/teknik direktörlerin/hakemlerin hakkını vermeden ve onları yeterince bilmeden, objektiviteden uzak yergilerin, yorumculara kaybettireceğini düşünüyorum.Öyle yazarlar var ki bazı bloglar ve çeşitli internet ortamlarında, (kusura bakmasın Sn. Dilmen ve diğer medyadaki yorumcularımız)insanı düşünmeye sevkediyor acaba ekranda bulunanlarla yer mi değiştirseler diye.Ekrandaki yorumcuların bazı harikulade yorumları kendi izlenme oranlarının ve saygınlıklarının azalmasına sebep oluyor/olacaktır.
Konuya dönersek,Rijkaard’ın belki de asla bir B planı olmayacaktır.Zaten olmadığını geçtiğimiz yıllarda Hem Hollanda'nın en eski kulübünün küme düşmesine sebep olarak hem de Barça ile şampiyonlar ligini kazanarak ortaya koydu.
Tabi bu sebepten ötürü, Rıdvan Dilmen belki de yanlışlıkla doğruyu söyledi. İşaret ettiği bizim ligimizdeki Galatasaraydı ama bence tesadüfen doğruyu bildi. Bugüne kadar B planı olmadan oynamıştı Rijkaard.Aslında burdan Rıdvan'ın futboldan iyi anladığı sonucunu çıkarıyoruz.Rıdvan diğer bazı yorumcuların aksine takımları okuyabiliyor.Ama Şeytan Rıdvan'ın dünyanın geri kalanından haberi yok. Dikkatli izlenirse Güntekin Onay'a soruyor zaman zaman ligteki oyuncuları bile.Hatta biraz daha ileri gidip şunu söyleyebilirim.Zaman zaman yorumlarında yanlışlara düşecek gibi olurken, Güntekin Onay toparlıyor.
Neyse,asıl değinmek istediğim konu ise daha başka.
Yorumcuların, tv karşısındaki milyonlara karşı tesir güçlerini belirtmek istiyorum.Bir teknik direktör/yönetici/futbolcu ve özellikle hakem hakkında yorum yaparken, gerçekten sağlıklı ve doğru çıkarımlar yapmalılar ekrandakiler.
Hele hele Rijkaard'ı eleştirecek iseler bence iki değil, üç-beş defa düşünmeliler.
Rijkaard’ı abartmak değil amacım ama ya bugüne kadar söylenen sözler az ise bu kıvırcık saçlı adam için? Barcelona’yı hayranlıkla izleyen milyonlarca insan yok mu ayrı ayrı kıtalarda! Ve o takımın bu derece hayranlıkla izlenmesine sebep olanları; Messi'yi, Puyol'u,İniesta'yı ortaya çıkaran ve parlatan bu Rijkaard değil mi?
Belki de Michels ve Cruyf bile hikayedir ve Rijkaard gerçekten über bir adamdır, onlardan 3-5 gömlek daha iyidir.‘God of the football’ dur belki o. Arsene Wenger,Ferguson yıllardır aynı takımların başındalar.Onların başarılarını ve Rijkaard’ın başarı süresini kıyaslamalı belki de yorum yapmaya teşebbüs etmeden evvel.
Hala insanlar Cruyf diyor,Michels diyor, .Arsene Wenger demiyorlar ya da Ferguson demiyorlar.Hayran olunan insanlar son ikisi değil.
Belki de bir daha asla bu kadar yetenekli ve gelecek vadeden bir teknik direktörün, ülkemize gelmeyeceğini ya da böylesine bir kariyere ve yeteneğe sahip bir hocanın olamayacağını düşünürsek, olur da bazı başarısızlıklar sonucu medya baskısı yüzünden Rijkaard'ın Türkiye’den ayrılmasına sebep olacak yorumcuların başında Sn.Rıdvan Dilmen ya da onun gibi diğer yorumcular olacaksa, bu Rijkaard’ın değil Türk futbolunun kaybı olacaktır.
Bu yüzden, hem galatasaraylılar hem de akıl ve izan sahibi insanlar olarak, bu adamı yersizce eleştirmeyi kendinde hak gören insanlara pabuç bırakmayalım diye düşünüyorum.İkinci bir Aragones vakası olmamalı.Türkiye'nin kapatılan partiler mezarlığı olduğu gibi, futbol takımları da teknik direktör çöplüğü olmamalı. Özellikle bu Galatasaray hiç olmamalı. Arsene Wenger ve Ferguson'dan istikrar diye bahsedilmesinin sebebi budur ve unutmayalım ki Rijkaard'a Barcelona 5 sene sabretmiştir.Bizim müzemizde
Bu yüzden, hem galatasaraylılar hem de akıl ve izan sahibi insanlar olarak, bu adamı yersizce eleştirmeyi kendinde hak gören insanlara pabuç bırakmayalım diye düşünüyorum.İkinci bir Aragones vakası olmamalı.Türkiye'nin kapatılan partiler mezarlığı olduğu gibi, futbol takımları da teknik direktör çöplüğü olmamalı. Özellikle bu Galatasaray hiç olmamalı. Arsene Wenger ve Ferguson'dan istikrar diye bahsedilmesinin sebebi budur ve unutmayalım ki Rijkaard'a Barcelona 5 sene sabretmiştir.Bizim müzemizde
5-6 tane şampiyonlar ligi kupamız yok ve bu yüzden daha fazla sabretmeliyiz. Bu kupa gelecekse Rijkaard ile gelmesi çok ama çok muhtemeldir.O olmasa takımın başında zaten bekliyor olacağız.Rijkaard'ın sistemi ile o kupayı beklemek en doğrusu olacaktır.
Şimdi, A-B-C-D planlarıyla değil gerçekler konuşulmalı.Biz Türkler kendimizi de dünyadan o kadar ayrı görmemeliyiz.Şu özlü! sözlere bakalım şimdi.
-''Efendim burası Türkiye, burda herşey farklı''
-''Bizim ülkemizin ve futbolcularımızın yapısı farklı''
-''Maçlardan önce kampa girmeli bizim futbolcularımız, bu ülkede böyle, Rijkaard burayı Barcelona sanıyor''
Bunlar boş cümlelerdir.
Ülkenin ortalamasına Şeytan Rıdvan'ın değişiyle ”gol olur” bu cümleler ama asıl golü, ne Rijkaard ne Rıdvan Dilmen ne de kendisi gibi yorumcular değil Türkiye’nin cahilliği yiyecektir.
Şimdi, A-B-C-D planlarıyla değil gerçekler konuşulmalı.Biz Türkler kendimizi de dünyadan o kadar ayrı görmemeliyiz.Şu özlü! sözlere bakalım şimdi.
-''Efendim burası Türkiye, burda herşey farklı''
-''Bizim ülkemizin ve futbolcularımızın yapısı farklı''
-''Maçlardan önce kampa girmeli bizim futbolcularımız, bu ülkede böyle, Rijkaard burayı Barcelona sanıyor''
Bunlar boş cümlelerdir.
Ülkenin ortalamasına Şeytan Rıdvan'ın değişiyle ”gol olur” bu cümleler ama asıl golü, ne Rijkaard ne Rıdvan Dilmen ne de kendisi gibi yorumcular değil Türkiye’nin cahilliği yiyecektir.
İster Galatasaraylı ister Fenerbahçeli ya da isterseniz diğer futbol takımlarının taraftarı olun, ortada bir gerçek var.O da çok iyi bir teknik direktörün ülkemize gelmiş olması.
Bu adam sadece Galatasaray'a değil Türk futboluna bir lütuftur.
Galatasaray yönetiminin iyi işler yapması ve Rijkaard'a her ne olursa olsun sabretmeleri halinde takımın, Portekiz ligindeki Sporting Lisbon,Benfica ve Porto gibi oyuncularını Avrupa'ya gönderen, Everton,Tottenham gibi oyuncu yetiştiren, Ajax gibi altyapıya dayalı (ki Barça bile altyapıya önem vermeye başladı) ve Avrupa'da artık daha da korkulan bir takım olacağını ve kupa ya da kupalar geleceğini görmek çok zor değil.
Ve önümüzdeki yıllarda bu gerçekleşirse ne Hagi ne de Fatih Terim artık şaşalı şekilde hatırlanmayacaktır.
Çünkü daha büyük yıldızlar tarihte yerini alacaktır.
Çünkü daha büyük yıldızlar tarihte yerini alacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder